Kör baykuş kitabı Sadık Hidayet’in en meşhur kitabıymış. Ayrıca çeviriyi Behçet Necatigil’in yaptığını görünce ve İran kültürüne olan ilgimden dolayı hemen okumaya başladım. Çok uzun bir kitap değil aslında 100 sayfa civarı fakat okuması biraz uzun sürdü. 

İçerisinde o kadar çok metafor barındırıyor ki artık bir zamandan sonra metaforları düşünmeyi bırakıp hikayeye dalıyorsunuz. Hikaye kendisini tanımaya çalışan ve bunu birtürlü başaramayan bir adam hakkında psikolojik problemleri olduğunu düşündüğüm bu adamın hayatı aslında kitap oluşturacak kadar geniş değil zaten o yüzden de fikirleri önemli zaten. Depresyon problemi olan, bunun yanında sizi de depresifleştirebilen birisi. Bu yüzden çok mutlu olduğunuz bir vakit okumanızda yarar var. Çocukluğunu birlikte geçirdiği üvey annesinin kızıyla evleniyor bu adam ve hayatı her gün daha da beter oluyor. Kadın başkalarıyla sevişirken adam sürekli evde yalnız başına kalıyor ve halüsilasyonlar görüyor. Öldürdüğü kimseler oluyor, hayaller kuruyor o kadar derin düşünüyorki bazen karşılığını siz bile düşünemiyorsunuz. Hikaye gerçekten üzerinde düşünülmüş ve gayet güzel yazılmış. Okumanızı tavsiye ederim. Bu arada son bir düşüncemi söyleyeyim; Sanırım hikayeye konu olmuş karakterin %50′si yazarın kendisi. Çünkü yazarın intihar etmesine başka bir neden bulamıyorum. Bu kadar derin düşünen birisi elbette intihar etmeli. Yazar İran’ın en büyük ailelerinden birine (eniştesi başbakan) olmasına rağmen sürekli uzaklarda yaşamış ve yalnızlıkla imtihan olmuştur. Sanırım daha fazla yaşamaya ihtiyaç duymadığından başkalarına acı vererek ölmenin en mantıklısı olacağını düşünüp yazmıştır bu hikayeyi.