Tenere
Tenere Hasan Söylemezin Afrika’da yolculuğu sırasında çektiği bir belgesel. Daha önce kendisini bir süre takip ettim. Bu projeden, öncesinde ve sonrasında yaşadığı zorluklardan sürekli bahsediyordu. Bu gün izleme imkanı buldum.
Hanımı ve çocukları uyuttuktan sonra artık arkadaşlarımın deyimi ile kendime vakit harcayacağım bir zamana geldim. Şöyle güzel bir film izleyeyim derken yanlışlıkla devam ettirdiğim Mubi üzerinden Tenere belgeselini görünce kararımı verdim.
Belgesel Agadez-Dirkou arasında yolculuk yapan Beşir’i anlatıyor. Beşir karısından ve çocuklarından ayrılarak biraz para kazanabilmek uğruna yapıyor bu yolculuğu. Eşi ardından ağlıyor fakat benim aklımda bir soru acaba Beşir’in ölmesi ihtimaline mi yoksa o gelmediğinde oluşacak sefilliğe mi ağlıyor?
Beşir yola çıkmadan bir kaç tohum yiyor. Bu tohumların isimlerini bulamadım. Bulursam burayı güncellerim.
Genel olarak belgesel bir madmax filmi gibi. Sadece arkada aksiyon müzikleri yok o kadar. Yoksa insanların hatta kalma ihtimalleri filmdeki ile aynı Yollarda ölü insanlardan kalan şeyler, son dakikada bulunan insanlar ve bir dakika önce ölen insanlar var. Bunların hepsini yoksulluğa, yolsuzluğa ve en son da batıya bağlıyorlar. Bazı noktalarda batı’ya bağlamalarını anlasam da tek faktörün bu olmadığını düşünüyorum.
Eskiden batı bizim insanlarımızı çalardı, şimdi ise isteyerek gidiyoruz almıyorlar diyor insan kaçakçısı Muhammed. Farklı bir yorum gerçekten. Olaylara bu şekilde bakan farklı arkadaşlarım oldu. O yüzden yadırgayamadım.
Filmde genel olarak aşırı fakirliği görüyor ve halinize şükrediyorsunuz. Ama muhtemelen yarın unutabileceğim bir çıkarım. Fakirliğin içselleştirilmesi böyle olmuyor malesef. Keşke tüm zenginler ve biraz zenginler fakirliği bu şekilde belgeselde izledikleri gibi anlayıp buna göre davransalardı.