Az önce bir selâ duydum.Sıradan bir sela idi.Her gün yolda , evde, okulda duyabileceğimiz türden bir sela.Hocanın söyledikleri hep aynı , hatta çoğu zaman ses tonu bile aynı.Bakıyoruz dünyaya o kadar çok ses tonu varken ölümün ses tonu bir.Herkes aynı şekilde millete duyuruluyor.Zengin kişinin selası fakirden pek de farklı değil.Bu yüzden insan ölünce eşitliği yakalıyor.Tabut desen zenginin tabutu elbet biraz daha fiyakalı ama en fazla birkaç saatliğine onun içinde kalıyor.Kefeni de kalitelidir hani , ama onda da en fazla birkaç sene kalıyor ki bu seneleri de hatırlamayacağına garanti verebiliriz.Çünkü o bir ölüdür artık.Onun eti fakirin etinden geç çürümez.Onun toprağı fakirin toprağından pek de farklı değildir.Zenginin yatacağı yer biraz daha havadar ve ünlüde olsa bu ünü anca onu ziyarete gelenlerin gözünde değerlidir.Ölü kişi için hiçbirşeyin önemi yoktur.

Az önce sela duydum.Sıradan bir sela idi.Her gün yolda ,evde , okulda duyabileceğimiz türden bir sela.Sordum hemen kendime ne diye seviyoruz insanları öleceklerse eğer diye , eğer gideceklerse buralardan ne diye seviyoruz insanları ? Cevap basitti aslında bizde öleceğiz çünkü.Evet insan hayatında aşık olma , sevme , sevilme , küsme , barışma aslında hepsi geçici şeylerdir.Çünkü insan ölüyor.Fakat insanın ölmeyen birşeye karşı küsmesi mümkün değildir.İnsan bir duvara küsemez en nihayetinde duvardır.İnsan Allah'a küsemez çünkü her tarafı onunla kaplanmıştır.O küsüm dese yalan söylemiş olur.Her şey Allah'a aittir biz ölümlüyüz neyimiz olabilir ki.

Az önce sela duydum.Sıradan bir sela idi.Her gün yolda , evde , okulda duyabileceğimiz türden bir sela.Düşündümde acaba ölen kişi nelerini bıraktı arkada.Hiç bırakmam hiç , bırakmayacağım dediği nelerini bıraktı acaba.Kesin çocuklarının babasız veya annesiz kalacağı için üzülmüştür.Peki insan üzüleği şeylere neden bağlanır öyleyse.Çünkü insan sevmeden edemez ve sevmek insanı bağlar.Aslında bir insan başkasını severse karşısındakinin onu sevmesine gerek yoktur.Mevlana Şems gittiğinde ağıt yakmıştır ve bu ağıtta demiştir ki ," şu dünya bir alt üst olsa ağlasa yeri var.Öyle topraklar altında kalmşım ki .".Şu kanıya varabiliriz öyleyse insan ölümden çok sevdiklerinden ayrılmaktan korkar.Sevdikleri onu sevmese bile .Bir insan doğan güneşi sevebilir ama güneş onu seviyor diye bir kaide yoktur.Ama adam ölürken sonuçta sevdiğinden ayrılacaktır ve insana bu çok zor gelir.

Az önce sela duydum.Sıradan bir sela idi.Her gün yolda ,evde , okulda duyabileceğimiz türden bir sela.İnsanın sevdiklerinden ayrılmaktan korktuğundan bahsetmiştim.Peki daha fazla seveceği birisi için(Allah) neden sevdiklerinden ayrılamıyor insan ?.İnanmadığından mı ? Yoksa elindekileri kaybetmek istemediğinden mi ?.Tereddütte olduğundan mı ?
* İnanmadığından olsa eğer gerçekten zarar etmiş olur.Fakat böyle bir ihtimali düşünecek kadar düşünen çok nadir kişi vardır.Bunlardan biride Mevlana tabi.Mevlanın her ölüm yıl dönümünde Şeb-i Aruz (Düğün gecesi) kutlamaları yapılır.Öyle bir insan düşünün ki öldüğü güne düğün günü diyebilecek bir insan.Kim bilir bu dünyada nasıl acılar çekti de o güne düğün günü diyebiliyor.Veya o günü ne kadar kutlu bir gün olarak görüyor.
* Elindekileri kaybetmek istemediğinden olsa eğer ki bu daha mantıklı bence fakat bu durumda da geriye bakmak gerekli.Doğduğundan beri herşeyini kaybeden insan neden son defa kayıptan korksun ki! Bu da doğru cevap değil.
* Tereddüt ettiğinden olabilir belki , çünkü insan cehennemde yanmak istemez.Ömrü boyunca yanan insan bir de orada yanmayı düşünmek bile istemez.Zaten ölüm döşeğine düşene kadar çoğu kişi bunu düşünmez bile.Fakat o iki göz kapağının birleşmesiyle gelecek ölüme o kadar yakınken aklından geçecek tek şey tereddüttür.Umutsuzluk veya umut hat safhaya ulaşmış olabilir.İnsan hayatı boyunca hiçbirşey yapmadıysa umutsuzluğu daha fazla olur.İyi şeyler yaptığına inanan insanın tereddütü azdır.Kötü işler yaptığını düşünen sayısı ise neredeyse sıfırdır.Çünkü insan gerçekten cehenneme gitmek istemez.

Az önce bir sela duydum.Sıradan bir sela idi.Her gün yolda ,evde ,okulda duyabileceğimiz türden bir sela.